I hope hangi tense ?

Kaan

New member
Hangi Tense? Gelecek, Geçmiş, Yoksa Şu Anda Mı?

Hepimiz zaman zaman düşünürüz: "Bugün hangi tense’i kullanmalıyım?" (Hadi itiraf edelim, bazılarımız bazen bu soruyu gereksiz yere çok fazla soruyor.) Bir anda geçmiş, şimdi, gelecekle ilgili kelimeler kafamızda dönmeye başlar, fakat bir türlü doğru cevabı bulamayız. Geçmişte kalmak mı, geleceğe bakmak mı, yoksa şu anı mı yaşayalım? Tüm bunları ciddiyetle düşünürken, bir bakarız ki farkında olmadan "şu anda" kelimeleri kullanıyor, "gelecek hafta"nın planlarını yapıyoruz ve geçmişin hatalarını sorguluyoruz. Kafamız karışır. Ama merak etmeyin, burada hep birlikte bu karmaşayı çözmeye çalışacağız!

Erkekler, Kadınlar ve Zaman: Birbirinden Farklı Stratejiler

Şimdi hepiniz biliyorsunuz ki, erkekler ve kadınlar arasında zamanla ilgili farklı yaklaşımlar vardır. Tabii ki, bunu klişe olarak almayın. Her bireyin zaman algısı farklıdır, ama genel bir gözlem yapacak olursak; erkekler genellikle çözüm odaklıdır, kadınlar ise ilişkiler ve duygular etrafında döner. Bu, tıpkı bir zaman makinesinin farklı ayarları gibi: Erkekler daha çok hedefe odaklanıp "şu an"ı geçici bir durak gibi görürken, kadınlar daha çok "an"da kalmak ve geçmişle bağ kurmak isteyebilir.

Mesela, bir erkeğin iş yerindeki günlük konuşmalarını düşünün. "Yarın yapmam gerekenler şunlar: Toplantı, rapor, sonra da öğle yemeği. Hedefim bu kadar!" Burada "şu anda"dan çok "gelecek"e yönelik bir strateji var. Tam bir çözüm odaklı yaklaşım. Ama bir kadının anlatımına bakınca; "Bundan önceki hafta bizim o yemek organizasyonunu yapmıştık ya, ne kadar eğlenmiştik! Şu an ise işlerin biraz yoğun olduğunu hissediyorum." İşte bu bir ilişki odaklı düşünce tarzı. Zaman hem geçmişte, hem de şimdide önemli. Duygular devreye giriyor, plansız bir şekilde geçmiş ve şimdiki zaman arasında gidip geliyor.

Ama tabii ki, sadece cinsiyetle açıklamak bu kadar basit değil. İnsanlar zamanla farklı ilişkiler kurar; birimiz geçmişin anılarına bağlı kalabilirken, bir diğerimiz geleceğe doğru hızlıca ilerlemeyi tercih edebilir. Peki ya bu "zaman" kavramını doğru bir şekilde nasıl kullanmalıyız? İşte cevabı biraz daha karmaşık.

Hangi Tense? Hangi Durum?

Her birimizin kendine özgü zaman algısı var. Biri için geçmişte kalan anılar, kaybolmuş bir zaman dilimi olabilirken, bir diğer içinse "geride kalan" sadece bir hatırlatıcıdır. Peki, bu durumu bir dilde nasıl ifade ederiz? Dilbilgisi konusuna girmeden, basitçe söylemek gerekirse; dilin zamanla olan ilişkisini anlamak, kendi hayatımızdaki zaman algısını da daha iyi kavramamıza yardımcı olabilir.

Geçmiş zaman, belki de çoğu zaman unutmak ya da atlatmak için kullanılan bir "alan"dır. Birçok kişi geçmişte yaşadığı olumsuz deneyimlere dönüp bakmaktan kaçınır. Ancak, geçmiş zaman bazen o kadar öğreticidir ki, bugünü anlamadan geleceği görmek mümkün değildir. Örneğin, geçmişteki bir hata, bize gelecekteki seçimlerimiz için bir ipucu verebilir.

Ve gelelim "şu anda"ya. Burada işler biraz karmaşıklaşıyor. Hangi zaman diliminde yaşıyoruz aslında? Şu anda var mıyız? Gerçekten de "şu an"da mı oluyoruz? "Anı yaşamak" deyimi ne kadar doğru? Bir bakıma, dildeki şimdiki zaman kullanımı bizi harekete geçirmeye, varoluşumuzu sorgulamaya itiyor. Ama bu sürekli bir değişim içinde olan bir şey. Yani “şu an”da olmak, aslında sürekli değişen bir noktada durmak gibidir. Ve her ne kadar anı yakalamak istesek de, geleceğe yönelik planlarımızda kayboluruz.

Geçmiş, Şu An, Gelecek: Arasındaki Farklar

Şimdi, dildeki temel zaman yapılarıyla yüzleşelim: Geçmiş, şimdiki zaman ve gelecek. Hepimiz bu zaman dilimlerinin farkında olabiliriz, ama bunları dilde nasıl ayıracağımıza bakalım.
1. Geçmiş Zaman (Past Tense): Kendi geçmişimize odaklandığımızda, genellikle bu zaman dilimi hatalarla, derslerle ve bazen de pişmanlıklarla doludur. Geçmiş zamanın bilinçli kullanımı, öğrendiklerimizle geleceğe doğru adım atmamızı sağlar. Geçmişteki anılarımız bazen bizi o kadar sarar ki, bir türlü o anı bırakmak istemeyiz.
2. Şu An Zamanı (Present Tense): Burada, hayatın hızla akıp gitmesine odaklanırız. Şu anı yakalayabilmek, zamanı doğru kullanabilmek için çabalarız. Ama bu da zordur. Çünkü "şu an"ı doğru kullanabilmek, tüm dünyayı algılama şeklimizi ve ruh halimizi etkiler. Şu anı ne kadar yoğun hissediyorsak, o kadar anlamlı kılar.
3. Gelecek Zaman (Future Tense): Bu belki de en heyecan verici olanı! Geleceğe dair umutlar, planlar ve hayallerle doludur. Ancak bazen geleceğe o kadar odaklanırız ki, bu planlar bizleri "şu an"dan koparır. Geleceğe dair olasılıklar heyecan verici olsa da, ne kadarını kontrol edebiliriz?

Sonuçta Hangi Tense Kullanmalı?

Hangi tense kullanacağımız tamamen içinde bulunduğumuz anın, duygusal durumumuzun ve çevremizdeki dünyayı nasıl algıladığımıza bağlıdır. Erkekler ve kadınlar arasındaki farklar, sadece dildeki kullanımla sınırlı değildir; aslında her birey kendi zaman dilimini yaratır. Zamanın doğası, bireylerin dünyayı ve duyguları nasıl yaşadığını şekillendirir. Geçmişin derinliklerinden, şimdiki zamanın hızla akıp giden akışına, geleceğin bilinmezliğine kadar... Hepsi birer farklı perspektif sunar.

Kendinizi hangi zaman diliminde buluyorsunuz? Geçmişin gölgesinde mi kalıyorsunuz, yoksa geleceği mi kucaklıyorsunuz? Belki de, şimdiki zamanın içinde kaybolmak gerekiyor? Hayat, belki de zamanın her anını farklı bir şekilde kullanmayı öğretendir.