Dünyanın 100'de kaçı su ?

Kaan

New member
Dünyanın % Kaçı Su? Gerçekler, Çelişkiler ve Bizim Payımız

Selam dostlar,

Geçen gün arkadaşlarla sohbet ederken “Dünyanın % kaçı su?” diye çok basit görünen ama içine girdikçe düşündüren bir soru çıktı ortaya. Hepimiz ilkokuldan beri duyuyoruz: Dünya’nın yaklaşık %70’i suyla kaplı. Ama işin detayına indiğinizde tablo o kadar basit değil. Bu yazıda konuyu biraz eleştirel gözle incelemek, erkeklerin stratejik ve çözüm odaklı bakışı ile kadınların empati ve toplumsal ilişkilere odaklanan yaklaşımını bir arada görmek istiyorum.

Yüzde 70 Gerçeği: Ama Ne Kadar Kullanılabilir?

Evet, Dünya’nın %70’i su. Fakat işin püf noktası şu: Bunun %97’si tuzlu su, yani doğrudan içmeye ya da tarıma uygun değil. Geriye kalan %3 tatlı suyun da büyük kısmı buzullarda ve yeraltında saklı. Kullanabildiğimiz tatlı su oranı, aslında toplamın %1’inden bile az.

Erkekler bu noktada genelde şöyle düşünüyor: “Tamam, veri ortada, çözüm üretelim. Tuzlu suyu arıtalım, yeraltı sularını daha verimli kullanalım, su tasarrufu için teknoloji geliştirelim.” Yani stratejik ve sonuç odaklı bir yaklaşım.

Kadınların bakış açısı ise biraz daha farklı oluyor: “Evet, teknoloji önemli ama suyun adaletsiz dağılımı da bir gerçek. Afrika’da insanlar temiz su bulmak için kilometrelerce yürürken, bazı ülkelerde tonlarca su lüks için harcanıyor. Bu bir toplumsal eşitsizlik meselesi.”

Çelişki: Su Zengini Dünya, Susuz İnsanlık

Burada büyük bir ironi var. Gezegenimiz aslında “su gezegeni” olarak biliniyor ama insanlar hâlâ susuzluktan ölüyor. 2023 verilerine göre dünya genelinde 2 milyardan fazla insanın temiz içme suyuna erişimi yok.

Erkekler genellikle bu noktada rakamlarla konuşuyor: “Demek ki altyapı yatırımları yetersiz, teknolojik çözümlerle bu eksiklik kapatılmalı.”

Kadınlar ise insan hikâyelerine odaklanıyor: “Sudan kaynaklı hastalıklar yüzünden çocukların hayatını kaybetmesi sadece teknik bir sorun değil, aynı zamanda vicdani bir mesele.”

Suyun Geleceği: Kriz mi, Çözüm mü?

Bilim insanları 2050’ye kadar su savaşları yaşanabileceğini söylüyor. Yani su, petrol kadar stratejik bir kaynak haline geliyor. Bu noktada erkeklerin yaklaşımı şöyle: “Su yönetimi uluslararası anlaşmalarla çözülmeli, teknoloji yatırımları artırılmalı, ülkeler arası iş birliği sağlanmalı.”

Kadınların yaklaşımı ise topluluk temelli çözümleri ön plana çıkarıyor: “Yerel halkı bilinçlendirmek, suyu paylaşma kültürünü geliştirmek, kadınların su yönetiminde söz sahibi olması gerekiyor.”

İki bakış açısı birleştiğinde aslında daha dengeli bir çözüm tablosu ortaya çıkıyor.

Medya ve Algı: Rakamların Arkasında İnsanlar

Medya genelde “Dünya’nın %70’i su” bilgisini tekrar edip geçiyor. Ama bu rakamın arkasındaki dramatik gerçeği çoğu zaman atlıyor. Bir yanda lüks otellerde tonlarca suyun havuzlarda buharlaşması, diğer yanda bir köyün günde 10 litre suya muhtaç kalması.

Burada sorulması gereken kritik soru şu: “Suya bakış açımızı değiştirmeden, sadece teknolojiyle bu sorunu çözebilir miyiz?”

Eleştirel Nokta: Bilgi Var, Ama Farkındalık Eksik

Asıl eleştirim şu: Hepimiz Dünya’nın %70’inin suyla kaplı olduğunu biliyoruz ama o suyun kullanılabilir kısmının ne kadar az olduğunu bilmiyoruz ya da bilsek bile umursamıyoruz. Eğitim sisteminde suyun kıymeti yeterince vurgulanmıyor, medya meseleyi yüzeysel işliyor, devletler ise günü kurtaran politikalarla ilerliyor.

Erkeklerin çözüm odaklı bakışı burada önemli: Yenilenebilir enerjiyle çalışan arıtma tesisleri, akıllı sulama sistemleri, suyun geri dönüşümü gibi konular kritik.

Kadınların empatik yaklaşımı ise en az bunun kadar değerli: Su kültürü, paylaşım, adalet, çocukların eğitimi gibi meseleler ihmal edilmemeli.

Forum İçin Tartışma Soruları

- Sizce su krizinin çözümü daha çok teknolojiyle mi yoksa kültürel dönüşümle mi mümkün?

- Erkeklerin stratejik, kadınların empatik yaklaşımını bir araya getirmek sizce pratikte mümkün mü?

- Suyu kullanırken bireysel olarak sorumluluğumuzu ne kadar yerine getiriyoruz?

- “Dünyanın %70’i su” bilgisi sizce insanları yanıltıyor mu? Yani gerçekte kıtlığın boyutunu gizliyor olabilir mi?

- Su savaşları gerçekten kapıda mı, yoksa bu sadece abartılı bir öngörü mü?

Sonuç: Suya Dair Çifte Yüz

Sonuç olarak, Dünya’nın %70’inin suyla kaplı olması bir gerçek; ama bu bilgi tek başına bizi yanıltıyor. Çünkü mesele sadece miktar değil, erişim ve kullanım. Erkeklerin stratejik ve çözüm odaklı, kadınların ise empatik ve toplumsal yaklaşımları bir araya geldiğinde daha bütünsel bir anlayış ortaya çıkıyor.

Belki de asıl mesele şudur: Suyu sadece bir kaynak olarak mı göreceğiz, yoksa yaşamın ortak paydası olarak mı?

Benim eleştirel yorumum: Eğer ikinci yolu seçmezsek, gelecekte suyun bolluğu değil kıtlığıyla anılan bir dünyada yaşayacağız.

Peki siz ne düşünüyorsunuz, dostlar? Dünyanın %70’i su ama bizim için gerçekten ne kadar var?